Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfı'nın 8. Uluslararası İyilik Ödülleri töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Ramazan Bayramı'nı kutlayan Erdoğan, vakıf kültürünün önemini vurguladı ve Türkiye Diyanet Vakfı'nı bu kültürün önemli bir taşıyıcısı olarak nitelendirdi. Konuşmasında iyiliğin önemini vurgulayan Erdoğan, iyilik haftası ilan edildiğini hatırlattı.

Zalime Karşı Mazlumun Savunuculuğu

Erdoğan, "Kötüye karşı iyinin, zalime karşı mazlumun, yanlışa karşı doğrunun safında yer almak hayat tarzımızdır" diyerek Türkiye'nin duruşunu net bir şekilde ortaya koydu. Gazze, Suriye ve Somali'deki mazlumlara verilen desteği örnek gösteren Erdoğan, Türkiye'nin her zaman mazlumların yanında yer aldığını belirtti. Bu desteğin, soykirimlara göz yummadan, uluslararası platformlarda da dile getirildiğini vurguladı. Türkiye'nin, Filistin davasına verdiği desteği, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmalarıyla da ispatladığını hatırlattı. Bu duruşun, yalnızca insani yardımla sınırlı kalmadığını, politik ve diplomatik alanda da sürekli bir mücadeleyi içerdiğini söyledi. Uluslararası kamuoyu baskısını da göz önünde bulundurarak, dünyanın dört bir yanındaki mazlum halklara Türkiye'nin desteğini sürdüreceğini ekledi.

İyilik Ödülleri ve Vakıf Kültürü

Türkiye Diyanet Vakfı'nın düzenlediği 8. Uluslararası İyilik Ödülleri töreni, iyiliğin yaygınlaştırılması için önemli bir adım olarak değerlendirildi. Erdoğan, vakıf kültürünün Türkiye'nin milli kültürünün önemli bir parçası olduğunu ve gönül coğrafyasının her köşesinde iz bıraktığını belirtti. Vakıfların yaptığı çalışmaları takdir eden Erdoğan, bu kurumların insanlığa hizmet noktasındaki özverilerini vurguladı. Bu törenin, iyiliğin teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması için önemli bir platform olduğunu belirtti. Vakıf kültürünün gelecek nesillere aktarılması için çalışmalara devam edileceğini de sözlerine ekledi.

Türkiye'nin Uluslararası Rolü

Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası alanda mazlum halkların yanında yer alma kararlılığını yineledi. Gazze'deki soykırım girişimlerine karşı verilen mücadele, Suriye ve Somali'deki insani yardımlar, Türkiye'nin uluslararası sorumluluklarını yerine getirme azmini göstermektedir. Bu duruşun, sadece insani yardımla sınırlı kalmadığını, politik ve diplomatik alanda da aktif bir rol oynamayı içerdiğini vurguladı. Türkiye'nin, adalet ve insan hakları savunuculuğunu uluslararası platformlarda sürekli olarak dile getireceğini belirterek sözlerini tamamladı.